Kayıtlar

En çok okunan

Gelecekte Türkiye ve Yeni Hukuk Düzeni:

Resim
 Dünya, insanlık tarihinin belki de en hızlı dönüşüm dönemlerinden birinden geçiyor. Dijitalleşme, yapay zeka ve otomasyon gibi teknolojiler yalnızca günlük yaşamı değil, aynı zamanda devlet yapıları, hukuk sistemleri ve küresel dengeleri de yeniden şekillendiriyor. Geleceği kesin olarak öngörmek zor olsa da, mevcut gelişmeleri analiz ederek yarının dünyasına dair fikir yürütmek mümkündür. Türkiye'nin bu dönüşümdeki rolü ise her geçen gün belirginleşiyor Teknolojik Değişim ve İnsanlığa Yararı Teknolojinin tarihsel yolculuğu elektrikle başladı, internetle hız kazandı, yapay zeka ile neredeyse bir bilinmezliğe evrildi. Bundan 150 yıl önce birine "gelecekte uçaklarla seyahat edeceğiz" deseydiniz, muhtemelen hayalperestlikle muamele görecektiniz. Oysa bugün binlerce uçak her gün gökyüzünde seyahat ediyor ve hava taşımacılığı, en güvenli ulaşım yöntemi olarak kabul ediliyor. Bu örnek, teknolojinin insan yaşamına nasıl entegre olduğunu ve gelecekte nelerin mümkün olabileceğini ...

Hayvan Haklarına Uyuluyor Mu?

Resim
 Hayvanların muhafazası, birçok ülkenin anayasasında ve yasalarında kesin bir zorunluluk olarak belirtilmiş olsa da, günümüzde ne yazık ki bu yasalar sıklıkla çiğnenmekte ve göz ardı edilmektedir. İnsanlığın sorumluluğu, sadece kendi türünü değil, aynı zamanda dünyadaki diğer canlıları da korumak olmalıdır. Her canlının yaşam hakkı vardır; bu dünya sadece insanlar için var olmamıştır. İnsanlara bahşedilen akıl, bilinç ve farkındalık, hayvanları da korumamızı, onlara saygı göstermemizi gerektirir. Hayvan sevgisi, aslında insan sevgisinin temel taşlarından biridir. Bu bilince vardığımızda gerçek sevgiyi yakalayabiliriz. Hayvanların Duyguları ve Bilinci Bilimsel araştırmalar, hayvanların da karmaşık duygulara ve bilinç düzeyine sahip olduğunu göstermektedir. Örneğin, memeliler ve kuşlar gibi birçok hayvan türü, korku, sevinç, üzüntü, empati ve hatta yas tutma gibi duyguları deneyimleyebilmektedir. Son yıllarda yapılan nörobilim ve davranış araştırmaları, hayvanların acıyı hissetme ve ...

SİYASİLERİN TUTARSIZLIĞI: HALKA KURULAN TUZAK

Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilkler silsilesi yaşanıyor. Halkın oyları, halkın talebi olmadan, kişisel istekler ve doyumsuzluklar içerisinde karşı cephelere kaydırılıyor. Siz ne derseniz deyin, bunun adı Türkiye Yüzyılı değil; ihanet yüzyılı olarak tarihe geçecek. Halkın Görevi: Bilinçli ve Uyanık Olmak! Vatandaşın çıkarının gözetilmediği bir memlekette bir çıkar yol aramak pek kolay olmayabilir. Bu durumda hepimize düşen görevler var: Bilinçli ve uyanık olmak. Müsaadenizle yanılgıya düştüğümüz başlıca bir konuyu irdelemek istiyorum. Siyasilerin birçoğu yanılgıdan başka bir şey değildir. Bizim vatanını, milletini seven ve yarı yolda bırakmayacak devlet adamlarına itimadımız ve güvenimiz tamdır. Onların sayısı ise bir elin parmağını geçmiyor. Meclis’te Yaşanan Kopukluk Ve Koltuk Savaşları Bugün ülkemizin en önemli sorunu, karar alıcıların sorumluluk duygusundan uzak bir şekilde hareket etmeleridir. Milletin iradesini temsil etmek üzere Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde bulunanları...

Toryum Teknolojisi ve Ülkemizin Enerji Potansiyeli

Resim
Blogumuzda toryum teknolojisinin henüz keşfedilmemiş ya da üzerinde yeterince çalışılmamış olma durumunu sizlerle paylaşmak istiyoruz. Toryum yatakları açısından dünyanın en zengin ülkelerinden biri olduğumuz bilgisi önemli bir gerçeği ortaya koyuyor. Ancak bu rezervi değerlendirmek için elimizde yeterli teknoloji ve bilimsel altyapının geliştirilmesi gerektiği de açıkça görülmektedir. Bu alanda geçmişte önemli çalışmalar yapmış olan bilim insanlarımız arasında, 30 Kasım 2007'de yaşanan Isparta uçak kazasında hayatını kaybeden Türk parçacık fizikçisi Prof. Dr. Engin Arık ve değerli akademisyenlerimiz de yer almaktadır. Bu teknolojinin doğru şekilde kullanılabilmesi için gerekli bilgiye sahip olan uzmanlar, toryumun Türkiye'yi bilim ve enerji alanında ileri taşıyabilecek stratejik bir kaynak olduğunun altını çizmişlerdir. Toryum Nedir, Ne İşe Yarar? İlk kez 1828 yılında keşfedilen bu element, adını İskandinav mitolojisindeki gök gürültüsü tanrısı Thor'dan almıştır. "Th...

Türkiye’de Tatil Yapmak Neden Lüks Oldu?

Resim
Sayısız doğal güzelliklere, bereketli topraklara ve eşsiz tarihi zenginliklere sahip bir ülkede yaşayıp da “tatil yapamamak”, kulağa tuhaf geliyor olabilir. Ancak ne yazık ki günümüz Türkiye’sinde, tatile çıkmak artık birçok kişi için hayal haline geldi..  Eskiden yıl içinde bir hafta deniz kenarında dinlenmek, küçük bir pansiyonda kalmak veya doğayla baş başa kalmak sıradan bir plan sayılırken bugünlerimizde bu tür tatiller bile ciddi ekonomik hesaplar gerektiriyor. Peki bu noktaya nasıl geldik? Bu blog yazısında, tatilin neden artık lüks hale geldiğini, yerli turistin yaşadığı sıkıntıları ve bunun arkasında yatan sebepleri ele alacağız. Tatil, Artık Lüks Değil; İmkânsız Turizm ve hizmet sektörü, geçmişte Türkiye'nin hem ekonomik hem de kültürel anlamda göz bebeği konumundaydı. Hem iç turizmde hem de dış pazarda önemli bir yer edinen bu sektör, bugün zor bir dönemden geçiyor. Tatil bölgelerinde hizmet sunan birçok işletme, yüksek döviz kurlarını gerekçe göstererek fiyatlarını nere...

Yeni Anayasa Tartışmaları: Türkiye Nereye Gidiyor?

Resim
Anayasa tartışmaları hız kesmeden devam ederken güncel gelişmelere şöyle bir göz atalım.  Bu soruya yanıt verebilmemiz için sadece yaşanan darbe girişimini ya da yürütme erkine yapılan anayasal dokunuşları değil, aynı zamanda toplumun genel hukuk algısını ve adalet duygusunu da dikkate almak gerekiyor. Bugün insanlar sadece temel haklarının korunmasını değil, aynı zamanda bu haklara adil, ve eşit biçimde ulaşabilmeyi talep etmekteler, anayasa ise yalnızca devletin işleyişini değil, aynı zamanda bireyin devletle olan ilişkisini düzenleyen en temel somut bir belgedir. Ancak mevcut sistemde bu ilişkinin bozulduğu, vatandaşların hem sosyal hem de hukuki anlamda kendilerini yalnız hissettiği açıkça görülüyor. Denetimli serbestliklerin artması, suç oranlarının düşmemesi ve yargı süreçlerine dair kamuoyunda oluşan güvensizlik hissi, hukuk devletinin içinin boşaldığına dair zamanla güçlü bir algı yaratmıştır. Dolayısıyla sadece sistemsel bir reform değil, aynı zamanda hukuka olan güveni ye...

Cumhuriyetin İlk Yılları: Bir Ulusun Doğuşu

Resim
Birinci Dünya Savaşı'nın ardından büyük bir yıkımla karşı karşıya kalan Osmanlı Devleti, siyasi ve askerî gücünü büyük ölçüde kaybetmişti. Ekonomik çöküş, işgalci devletlerin Anadolu topraklarına göz dikmesi ve yönetim kadrolarının etkisizliği, halkın geleceğe dair umudunu neredeyse tamamen yitirmesine neden olmuştu. Fakat bu topraklar, geçmişte defalarca küllerinden doğmuş bir milletin ebedi yurdudur. Türk milleti, tarih sahnesinden silinmek üzereyken yeniden ayağa kalkacak, kaderine sahip çıkacak ve modern Türkiye Cumhuriyeti’ni kuracaktı, Bağımsızlık mücadelesi başlıyor. Osmanlı'nın Son Dönemleri ve Çöküş Osmanlı Devleti, yüzyıllar boyunca üç kıtaya hükmeden büyük bir imparatorluk olmuştu. Ancak 19. yüzyılın sonlarından itibaren artan dış borçlar, yenilgiyle sonuçlanan savaşlar ve içeride yaşanan siyasi istikrarsızlıklar, devletin çözülme sürecini hızlandırdı. Balkan Savaşları ve ardından gelen Birinci Dünya Savaşı, Osmanlı'yı tükenme noktasına getirmişti. Bu dönemde dev...

Açılım Süreci: Türkiye’nin Barışa Yolculuğu

Resim
 Türkiye'nin yakın siyasi tarihinde önemli bir yer tutan "Açılım Süreci", birçok kişi için umut, bazılarımız için ise endişe kaynağı olmuş bir dönemdir. Özellikle 2009-2015 yılları arasında yoğunluk kazanan bu süreç, Kürt meselesi başta olmak üzere, Türkiye'de demokratikleşme ve toplumsal barış arayışlarının bir parçası olarak gündeme gelmiştir. Bu blog yazısında, açılım sürecinin temel hedefleri ve bu yolda atılan siyasi adımlar, sürecin sonlanması ve kamuoyundaki yansımaları üzerinde duracağız. Amacımız, siyasi polemiklerden uzak durarak, okuyucuya tarafsız ve bilgilendirici bir bakış açısı sunmaktır. Açılım Sürecinin Anlamına bakalım Açılım süreci, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin özellikle Kürt vatandaşlarla ilgili yaşanan toplumsal ve siyasal sorunlara barışçıl çözüm arayışları kapsamında başlattığı bir dizi girişimi ifade eder. Süreç, devlet ile (Kürt İşçi Partisi) arasında doğrudan ya da dolaylı diyaloglar yoluyla, silahlanmanın durdurulması ve her iki taraf...

Hayaller ve Gerçekler: Türkiye’de Genç Olmak

Resim
 Hayaller ve Gerçekler - Hayal kurmak, insanın doğasında var olan en doğal davranışlardan biridir. Hepimiz, bilinçli ya da farkında olmadan bir şekilde geleceğe dair umutlar besler, daha iyi bir yaşamın hayalini kurarız. Ancak bu hayal gücü, içinde bulunduğumuz toplumun koşullarıyla şekillenir. Türkiye’de hayal kurmak, çoğu zaman soyut bir düşünce eylemidir. Çünkü burada hayaller, sadece zihinde var olmaktan fazlasını istediğinizde yani eyleme geçirmek için çaba gösterildiğinde, kişi birçok engelle karşı karşıya kalır. Toplumumuzda insanlar, gerçekleşme ihtimali düşük bile olsa hayallerine bağlanmaya devam eder. Bu bağlılık, bir yönüyle takdire tabi olsa da, gerekli destek sağlanmadığında büyük bir hayal kırıklığına da dönüşebilir. Sosyal çevre, ekonomik imkânlar ve psikolojik destek gibi unsurlar eksik kaldığında bireylerin hayalleri yolun başında sekteye uğrar. Çünkü içsel motivasyon, tek başına yeterli değildir. Kişisel dönüşüm, çoğu zaman dışsal destekle birlikte anlam kazanır...

HAYAT BİR SINAV BU DEĞİL

Resim
 Türkiye’de üniversiteye giriş sürecinin geçmişi 1940’lı yıllara kadar uzanıyor. Bundan önceki dönemlerde merkezi bir sınav sistemi bulunmadığı gibi, sınavla öğrenci alan üniversitelerin sayısı da oldukça sınırlıydı. O yıllarda okur-yazarlık oranı düşük olsa da kültürel birikimin, toplumsal saygınlığın ve eğitim isteğinin yüksek olduğunu dönemin fotoğraflarına ve anlatılarına bakarak anlamak mümkün. Peki böylesine kapsamlı bir merkezi sınav fikri Türkiye’ye nasıl geldi? TARİHTE İLK ADIMLAR 13 Haziran 1946’da, üniversitelerin tek bir çatı altında toplanması ve yönetiminin belirli bir düzen içinde yapılması için adımlar atıldı. O dönemdeki düzenlemelerin amacı; üniversiteler arasındaki kopukluğu gidermek, standartlar oluşturmak ve öğrencilerin belirli kurallar çerçevesinde değerlendirilmesini sağlamaktı. Ancak süreç ilerledikçe bu sistem, birçok kişinin beklediğinden daha karmaşık bir hâle geldi. MERKEZİ SINAV SİSTEMİNE GEÇİŞ Günümüzde de etkisini sürdüren merkezi sınav düzeninin tem...

Son Seçimden Bu Yana Neler Değişti? – Soldan Bakış

Resim
  Son seçimlerin ardından Türkiye'nin siyasi ve sosyo-kültürel yapısında önemli dönüşümler yaşandı. Bu yazımızda seçim sonrası süreci; demografik, psikolojik ve ekonomik boyutlarıyla ele alıyor, halk üzerindeki etkilerini soldan bir bakış açısıyla değerlendiriyoruz. İktidarın Ekonomi Hamlesi ve Kentsel Dönüşüm Süreci Seçimden sonra iktidar cephesinde, ekonomik kalkınmayı hedefleyen hızlı bir kentsel dönüşüm süreci başlatıldı. Açılan çok sayıda ihale ile yatırımcı çekmek amaçlansa da, birçok ihale sonuçsuz kaldı. Bu durum, ekonomik dengeyi zorlayan bir sürece kapı araladı. Eleştiriler, bu tür projelerde planlamanın eksik olduğunu ve asıl sorunun burada başladığını gösteriyor. Emekli Kesimin Sessiz Bekleyişi Yaklaşık 16 milyon emekli ile Türkiye, ciddi bir yaşlı nüfus oranına sahip. Ancak bu kesimin büyük çoğunluğu geçim sıkıntısı yaşıyor. Emekli maaşları, çoğu zaman asgari ücretin dahi altında kalıyor. Oysa beklenti büyük değil: Hayatlarının son döneminde emeklerinin karşılığı...