SİYASİLERİN TUTARSIZLIĞI: HALKA KURULAN TUZAK
Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilkler silsilesi yaşanıyor. Halkın oyları, halkın talebi
olmadan, kişisel istekler ve doyumsuzluklar içerisinde karşı cephelere kaydırılıyor. Siz
ne derseniz deyin, bunun adı Türkiye Yüzyılı değil; ihanet yüzyılı olarak tarihe geçecek.
Halkın Görevi: Bilinçli ve Uyanık Olmak!
Vatandaşın çıkarının gözetilmediği bir memlekette bir çıkar yol aramak pek kolay
olmayabilir. Bu durumda hepimize düşen görevler var: Bilinçli ve uyanık olmak.
Müsaadenizle yanılgıya düştüğümüz başlıca bir konuyu irdelemek istiyorum.
Siyasilerin birçoğu yanılgıdan başka bir şey değildir. Bizim vatanını, milletini seven ve
yarı yolda bırakmayacak devlet adamlarına itimadımız ve güvenimiz tamdır. Onların
sayısı ise bir elin parmağını geçmiyor.
Meclis’te Yaşanan Kopukluk Ve Koltuk Savaşları
Bugün ülkemizin en önemli sorunu, karar alıcıların sorumluluk duygusundan uzak bir
şekilde hareket etmeleridir. Milletin iradesini temsil etmek üzere Türkiye Büyük Millet
Meclisi’nde bulunanların görevi, kendi menfaatlerini değil, halkın menfaatini
gözetmektir. Ancak ne yazık ki sık sık şahit olduğumuz üzere, Meclis’te halkın
gündeminden kopuk tartışmalar, kişisel çıkar hesapları ve siyasi çekişmeler, ülkenin
gerçek sorunlarının önüne geçiyor.
Millet, geçim derdiyle boğuşurken, Meclis’te koltuk kavgaları, ayrıcalık talepleri ve
milletvekillerine tanınan imtiyazlar gündemi meşgul ediyor. Halkın verdiği vergilerle
geçinenlerin, aynı halkın sıkıntılarına duyarsız kalması, vicdanları yaralıyor.
Bir milletvekili halktan kopuksa, halkın içinde dolaşmıyor, sadece seçimden seçime
ortalıkta görünüyorsa; işte orada büyük bir problem vardır. Çünkü milletvekilliği bir
makam değil, bir sorumluluk, bir vebaldir.
Halka vaat edilenlerin birçoğu gerçekleşmiyor. Seçim döneminde verilen sözler,
sandıkların kapanmasıyla birlikte unutuluyor. Dün söylediklerinin tam tersini bugün
rahatlıkla savunabilen siyasilerin varlığı, güven duygusunu kökünden sarsıyor.
Tutarsızlık, halkın gözünde en büyük ihanettir. Çünkü güven kayboldu mu, geriye hiçbir
şey kalmaz.
Halkın Gerçek Gündemi: Güven Ve Adalet
Milletin öncelikleri bellidir: Adalet, ekonomi, eğitim, sağlık ve özgürlük. Ancak siyasilerin
öncelikleri çoğu zaman farklıdır. Koltuklarını korumak, kendilerine yakın olanları
kayırmak, milletin sırtına yeni yükler bindirmek… İşte bu anlayış yüzünden ülke yerinde
sayıyor.
Vatandaş en temel haklarını almak için bile mücadele etmek zorunda kalıyor.
Öğrenciler barınma sorunu yaşarken, işçiler geçinemediği için ek iş yapmak zorunda
kalırken, emekliler yılların emeğinin karşılığını alamazken; Meclis’te konuşulan
konuların çoğu halkın gerçek gündemini yansıtmıyor. Böyle bir tabloda halk, ister
istemez kendisine tuzak kurulduğunu düşünüyor. Çünkü halkın iradesiyle seçilenlerin,
halktan kopması başka nasıl açıklanabilir?
Bu noktada asıl sorun, siyasetin ahlakını kaybetmiş olmasıdır. Ahlak olmadan siyaset
yapılmaz. Siyaset, halka hizmet etme sanatıdır. Eğer bu sanat yozlaşmış ve hedefinden
sapmış ise orada demokrasi de tökezler ve yok olur. Meclis’in güven kaybı yaşamasının
sebebi budur. Milletvekillerinin, halka örnek olması gerekirken, halkın gözünde
güvenilmez bir konuma düşmeleri, geleceğe dair umutları da tüketiyor.
Tek Çözüm: Halkın Yönetimde İktidar Olması
Halkın uyanık olması gerekiyor. Çünkü unutulmamalıdır ki, hiçbir siyasetçi halktan
büyük değildir. Halk isterse o meclisi değiştirir, isterse o koltukları boşaltır. Demokrasi,
sadece seçim günü sandığa gitmek değildir. Demokrasi, hesap sormaktır,
denetlemektir, doğruyu aramaktır.
Bugün halkımızın yapması gereken şey, verilen sözleri unutmamak, tutarsızlıkları not
etmek ve zamanı geldiğinde sandıkta bunun hesabını sormaktır. Aksi halde tarih
tekerrür eder, aynı hatalar defalarca yaşanır. Halkın sırtından geçinen, halkın sırtına yük
olan siyasilerin devri kapanmalıdır. Çünkü bu ülke, gerçekten hizmet etmek isteyen,
samimiyetle çalışan, halkını seven siyasetçilere muhtaçtır.
 
 
 
Hiçbir siyasi gerçekten halkın çıkarını düşünmez
YanıtlaSilBenim çoğu şeye inancım kalmadı
YanıtlaSil