Toryum Teknolojisi ve Ülkemizin Enerji Potansiyeli


Blogumuzda toryum teknolojisinin henüz keşfedilmemiş ya da üzerinde yeterince çalışılmamış olma durumunu sizlerle paylaşmak istiyoruz. Toryum yatakları açısından dünyanın en zengin ülkelerinden biri olduğumuz bilgisi önemli bir gerçeği ortaya koyuyor. Ancak bu rezervi değerlendirmek için elimizde yeterli teknoloji ve bilimsel altyapının geliştirilmesi gerektiği de açıkça görülmektedir.

Bu alanda geçmişte önemli çalışmalar yapmış olan bilim insanlarımız arasında, 30 Kasım 2007'de yaşanan Isparta uçak kazasında hayatını kaybeden Türk parçacık fizikçisi Prof. Dr. Engin Arık ve değerli akademisyenlerimiz de yer almaktadır.

Bu teknolojinin doğru şekilde kullanılabilmesi için gerekli bilgiye sahip olan uzmanlar, toryumun Türkiye'yi bilim ve enerji alanında ileri taşıyabilecek stratejik bir kaynak olduğunun altını çizmişlerdir.

Toryum Nedir, Ne İşe Yarar?

İlk kez 1828 yılında keşfedilen bu element, adını İskandinav mitolojisindeki gök gürültüsü tanrısı Thor'dan almıştır. "Th" simgesi ile bilinir. Gümüşümsü, yumuşak bir yapıya sahip olan ve toprakta bolca bulunan toryum, işlemesi kolay ancak güçlü bilgi birikimi ve mühendislik gerektiren radyoaktif bir elementtir.

Toryumun en önemli özelliklerinden biri, uranyuma göre erime riski daha düşük olan bir nükleer yakıt alternatifi olmasıdır. Bu da onu daha güvenli ve çevre dostu hale getirmektedir. Ancak toryumun faydaları bununla sınırlı değildir; şaşırtıcı bazı özellikleri daha vardır.

Toryumun enerjisi, bugünkü teknolojiyle tam anlamıyla kullanılamıyor olsa da, potansiyeli oldukça yüksektir. Mevcut veriler, bu teknolojinin geliştirilmesine yönelik ihtiyaçların devam ettiğini göstermektedir.

Toryumun Enerji Gücü

Bir gram toryumun yaklaşık 28 bin litre benzine eşdeğer enerji sağlayabileceği araştırmalarla ortaya konmuştur. Bu da, toryumun gelecekte otomobillerde yakıt olarak kullanılmasının enerji ihtiyacını önemli ölçüde karşılayabileceğini düşündürmektedir.

Toryumun ulaşım sektöründe kullanımına yönelik çalışmalar hakkında net bilgiye ulaşmak zor olsa da, teorik olarak bu potansiyel oldukça dikkat çekicidir. Örneğin, uçakların yakıt tüketimi düşünüldüğünde bu fark daha iyi anlaşılabilir:

Yaklaşık saatte 10-12 ton yakıt harcayan bir yolcu uçağının, bir gram toryumla ortalama 2,5 saatlik bir uçuş yapabileceği hesaplanmaktadır. Bu da, geleneksel yakıt kullanımı olmadan yaklaşık 2.500 km mesafe anlamına gelir.

Peki ya 7 gram toryum? Bu miktar, yaklaşık 196 bin litre jet yakıtına denk gelir ve bir uçağın 19 saat boyunca kesintisiz uçmasını, yani yaklaşık 17.640 km yol kat etmesini sağlayabilir.

Dünyanın çevresinin yaklaşık 40.075 km olduğunu düşündüğümüzde, bu teknoloji ile dünya çapında ulaşımın nasıl dönüşebileceğini hayal edebiliriz.

Türkiye’nin Toryum Rezervleri

Eskişehir, Isparta ve Malatya bölgelerinde bulunan toryum rezervlerinin, dünya genelindeki toplam rezervin yaklaşık %20’sine denk geldiği tahmin edilmektedir.

Bazı kaynaklara göre dünya üzerindeki toryumun çok daha büyük bir kısmı da Türkiye topraklarında olabilir. OECD, IAEA ve çeşitli bilimsel raporlara göre Türkiye'de 1 milyon tona yakın toryum rezervi bulunmaktadır.

Bu da, Türkiye’nin gelecekte enerji alanında stratejik bir rol üstlenebileceğini gösteren güçlü bir işarettir.

Toryumun enerji üretiminde kullanılabilmesi için çeşitli reaktör teknolojilerine ihtiyaç duyulmaktadır. Bu alandaki en dikkat çeken teknolojilerden biri eriyik tuz reaktörleri (MSR) olup, toryumu daha verimli ve güvenli bir şekilde enerjiye dönüştürebilecek sistemler arasında yer almaktadır. Bu teknoloji hâlâ geliştirilme aşamasında olmakla birlikte, Çin ve Hindistan gibi ülkeler bu alana ciddi yatırımlar yapmaktadır.

Türkiye’nin de bu doğrultuda kendi nükleer AR-GE çalışmalarını güçlendirmesi, yerli mühendislik kapasitesini artırması ve üniversiteler ile sanayi iş birliklerini geliştirmesi büyük önem taşımaktadır. Çünkü yalnızca rezerve sahip olmak yeterli değildir; o rezervi enerjiye çevirecek bilgi, altyapı ve siyasi irade de gerekir.

Toryum sadece enerji kaynağı olarak değil; aynı zamanda bir stratejik üstünlük ve bilimsel liderlik fırsatı sunmaktadır. Bu nedenle hem bugünün hem de yarının ihtiyaçlarını karşılayabilecek şekilde bu kaynağın değerlendirilmesi, Türkiye'nin bölgesel ve küresel güç olma yolundaki en somut adımlarından biri olacaktır.

Görsel: Unplash/ Jonathan Lim

 

Yorumlar

En çok okunanlar

Yeni Anayasa Tartışmaları: Türkiye Nereye Gidiyor?

Açılım Süreci: Türkiye’nin Barışa Yolculuğu