Türkiye’de Tatil Yapmak Neden Lüks Oldu?
Eskiden yıl içinde bir hafta deniz kenarında dinlenmek, küçük bir pansiyonda kalmak veya doğayla baş başa kalmak sıradan bir plan sayılırken bugünlerimizde bu tür tatiller bile ciddi ekonomik hesaplar gerektiriyor. Peki bu noktaya nasıl geldik?
Bu blog yazısında, tatilin neden artık lüks hale geldiğini, yerli turistin yaşadığı sıkıntıları ve bunun arkasında yatan sebepleri ele alacağız.
Tatil, Artık Lüks Değil; İmkânsız
Turizm ve hizmet sektörü, geçmişte Türkiye'nin hem ekonomik hem de kültürel anlamda göz bebeği konumundaydı. Hem iç turizmde hem de dış pazarda önemli bir yer edinen bu sektör, bugün zor bir dönemden geçiyor. Tatil bölgelerinde hizmet sunan birçok işletme, yüksek döviz kurlarını gerekçe göstererek fiyatlarını neredeyse tamamen yabancı turistlere göre belirlemeye başladı. Bunun sonucunda da yerli turist, kendi ülkesinde tatil yapamaz hale geldi.
Son beş yıl içerisinde Türk Lirası'nın değer kaybı, ithalata bağlı artan maliyetler, enerji ve gıda fiyatlarındaki yükseliş gibi birçok ekonomik etken bir araya gelerek tatil sektöründe maliyetleri katladı. Ancak asıl sorun, bu maliyetlerin çok üzerinde belirlenen fiyat politikaları oldu. Özellikle popüler tatil beldelerinde 3-4 gecelik konaklamalar için istenen fiyatlar, artık asgari ücretle çalışan biri için ulaşılması imkânsız seviyelere ulaştı.
Yerli Turist Tatil Yapamıyor
Yerli turist için tatil artık kafa dinlemekten çok ekonomik bir mücadeleye dönüşmüş durumda. Aylarca çalışan, bir haftalığına bile olsa dinlenmeyi planlayan insanlar, neredeyse bir maaşlarıyla sadece otel rezervasyonu yapabiliyor. Ulaşım, yeme-içme, günlük ihtiyaçlar ve diğer harcamalarla birlikte tatil maliyeti, dört kişilik bir aile için astronomik rakamlara çıkıyor. Bu durumda tatil yapmak isteyen birçok kişi ya kredi çekiyor ya da taksitli ödeme yollarına başvuruyor. Ancak çoğu zaman bu bile mümkün olmuyor.
İşin daha vahim tarafı, bu durum sadece “lüks tatiller” için geçerli değil. Uygun fiyatlı pansiyonlar, apartlar ya da kamp alanları bile artık cep yakıyor. Çünkü genel maliyetler yükseldi ve işletmelerin çoğu, döviz geliri elde edebileceği turistlere yönelerek fiyatlarını buna göre belirliyor. Böylece yerli turist yavaş yavaş sistemin dışına çıkıyor..
Tatil Hakkı: Lüks Değil, Temel Bir İhtiyaç
Tatil yapmak bir lüks değil; dinlenmek, kendine zaman ayırmak ve zihinsel olarak toparlanmak için bir ihtiyaç. İnsanların yıl boyunca çalıştıktan sonra kısa bir mola vermesi hem psikolojik hem fiziksel sağlık açısından oldukça önemli. Ancak günümüz koşullarında tatil yapmak yalnızca ekonomik gücü yüksek bir kesimin erişebileceği bir ayrıcalığa dönüşmüş durumda.
Bu noktada asıl sorunlardan biri de doyumsuzluk ve plansız fiyat politikalarıdır. Kar amacı güden birçok işletme, kendi maliyetinin kat kat üzerinde fiyat belirleyerek sadece anlık kazancı gözetiyor. Uzun vadede bu anlayış, hem yerli turizmi öldürüyor hem de sektöre olan güveni sarsıyor.
Tatil Yapmak Lüks Değil, Hak Olmalı
Sonuç olarak, Türkiye gibi dört mevsimi yaşayan ve turizm açısından büyük bir potansiyele sahip ülkede yaşayan insanların tatil yapamıyor olması ciddi bir sosyal problemdir. Sorunun tek kaynağı ekonomik dalgalanmalar değil; aynı zamanda fırsatçılık, plansızlık ve kısa vadeli kazanç odaklı işletme anlayışıdır.
Tatil herkesin hakkıysa, bu hakkın sadece alım gücü yüksek kesime ait olmaması gerekir. Gerçek anlamda sürdürülebilir bir turizm anlayışı, hem yerli hem yabancı turistin dengeli biçimde faydalanabileceği, adil fiyatlandırma politikalarıyla mümkün olabilir, çünkü dinlenmek lüks değil, insanın kendine olan borcudur.
|  | 
| Görsel: Unplash: Elizeu Dias | 
 
 
 
Yorumlar
Yorum Gönder